Alarko, Tarım Sektörüne Giriyor

Alarko, Tarım Sektörüne Giriyor

Alarko Holding, geçtiğimiz ay Alto Farm markasıyla tarım ve gıda alanındaki faaliyetlerine başladığını açıklamıştı. Tarım ve gıda yatırımlarıyla Alto Farm’ın beş yıl içerisinde 650 milyon dolar yatırım yapması ve 650 milyon dolar ciro ile 200 milyon dolarlık FAVÖK elde etmesi öngörülüyor.

Alarko, sağlıklı tarım yatırımına başlıyor. Alto Farm markasıyla tarım ve gıda alanındaki faaliyetlerine başlayan Alarko Holding, Türkiye’nin farklı bölgelerinde, iklim koşullarına uygun üreteceği sebze ve meyveleri ihraç etmeyi hedefliyor.

 

ÜRETİM HEDEFİ 300 BİN TON

Alarko Holding CEO’su Ümit Nuri Yıldız; Alarko Holding’in bu yeni girişimiyle ilgili yaptığı değerlendirmede; “Alarko Holding olarak, 2023 yılında sürdürülebilir büyüme, nakit yönetimi ve yeni yatırım alanlarına öncelik veriyoruz. 2023 yılında hem organik hem de inorganik olarak büyümeye devam edeceğiz. Bu yıl sadece organik olarak dört milyarın üzerinde bir yatırım hedefledik. Alarko Topluluğu’nun her zaman önem verdiği nakit yönetimi bu yıl da bütün planlamanın yapı taşı olacak. Faaliyet gösterilen her alanda katma değerli işler ve hizmetler üretmeye devam ederken yeni kazanımlar için fırsatları ihtiyatlı bir şekilde değerlendiriyoruz. Tıpkı yeni tarım yatırımımız gibi. Yılda 300 bin ton sebze meyve üretimi gerçekleştirmeyi ve 2028 yılında bu büyüklükteki bir üretim ile dünyada ilk 10’a girmeyi hedefliyoruz” diyor. Alarko, 2028 yılı itibariyle yaklaşık beş milyon metrekare alanda seracılık yaparak 300 bin ton sebze meyve üretimi gerçekleştirmeyi hedefliyor. Bu yüksek üretim hacminin yanı sıra hem jeotermal kaynakların ekonomiye kazandırılmasıyla sürdürülebilirlik anlamında da önemli bir fayda sağlanması planlanıyor. Şu ana kadar 120 bin metrekare ve ilk hasatlar Mayıs 2023 içinde başlıyor. Yıl sonuna kadar hem satın alınan hazır seralar hem de boş alanlara yapılacak yatırımlarımlar ile 600 bin metrekare ulaşılması amaçlanıyor. Bir sonraki aşamada açık alan tarımına odaklanmayı amaçlayan Alarko, bu alanda da modern tarım yöntemlerini kullanarak verimliliğin daha yüksek olduğu daha sürdürülebilir bir uygulamayı hayata geçirecek. Açık alanda yapılan tarımı sera gibi düşünerek sağlıklı bir sulama sistemi ve doğru gübre kullanımı ile gerçekleştirecek.

 

KADIN İSTİHDAMI YÜZDE 90’I BULACAK

Holding önemle üzerinde durduğu diğer bir nokta ise seralarda çalışacak işgücü  içinde kadın ağırlığının yüzde 90 olması. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)’nün bu yıl yayınladığı “Tarımsal Gıda Sistemlerinde Kadınların Durumu” raporunda da belirtildiği üzere, tarımsal gıda sistemleri birçok ülkede kadınlar için erkeklerden daha önemli bir geçim kaynağı durumunda. Alarko, tarımda beş bin dönüme ulaştığında çalışan sayısı 4000-4500 civarında olacak ve bu rakamın yüzde 90’ının kadın olması hedefleniyor. Alarko, tarım sektöründe kadınlar için dezavantaj oluşturabilecek şartlarla ilgili olarak, kendi bünyesinde bu alandaki kadın çalışanların ihtiyaçlarına yönelik önlem ve düzenlemeler ile hem toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı yapmak, hem de verimli çalışma koşullarını sağlamayı amaçlıyor.

 

GÜBRE TESİSİ KURULACAK

Tarım ve gıda yatırımını döngüsel bir iş koluna çevirmeyi hedefleyen Alarko, konuya daha geniş bir perspektiften bakıyor. Bu kapsamda jeotermal sulama ile seralarda üretim yaparken bir yandan da buradan çıkan kalıntıları gübre haline getirmek üzere bir tesis kurulacak. Kimya sektöründeki bu girişim ile klasik gübreden daha yoğun ve verimli, çevresel etkileri azaltılmış bir gübre olan organomineral gübre üretimi yapılacak ve Alarko üretim sahalarında öncelikli olarak kullanılacak. Fazlası ise piyasaya sunulacak. 2020 yılı itibariyle, dünyadaki 29 ülkede jeotermal elektrik üretimi 16.000 MW (95.000 GWh/yıl) elektrik kurulu gücün üzerinde ve dünya ülkelerinin 2050 yılı hedefi 250.000 MWe kurulu güç elektrik üretimine ulaşmak. Halen dünya jeotermal potansiyelinin sadece yüzde 6,5’u değerlendiriliyor. (GEA, Geothermal Energy Association, ABD). Seracılıkta ise toplam kapasitenin sadece yüzde 3.5’u kullanılıyor. Türkiye jeotermal potansiyeli bakımından Avrupa’nın 1. ülkesi ve kurulu güç bakımından ise dünyanın 4. ülkesi konumunda. Seraların jeotermal ile ısıtılmasının getirdiği pek çok avantajı bulunuyor. Jeotermal ısıtma, verimi yüzde 50-60 artırıyor. Sera atmosferine jeotermal karbondioksitin verilmesi, verimi yüzde 40 artırıyor. Bunun yanı sıra sera içi rutubetin kontrol altında tutulması bundan kaynaklanabilecek hastalıkları önlüyor. Bu, Avrupa Birliği’nin ve Uluslararası Gıda/Sağlık örgütlerinin istediği bir koşul olarak belirtiliyor.  Aynı zamanda ideal iç sıcaklık nedeniyle hormonsuz üretim mümkün oluyor. Alarko da tüm bu faydalardan hareketle Türkiye’nin dokuz farklı bölgesinde jeotermal seracılık için en uygun alanları belirledi.

Yorum Bırakabilirsiniz